25 Kasım 2013 Pazartesi

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 29.,30., ve 31. Haftalar


Merhabalar...

Zaman yaklaştıkça hiç yazamaz oldum. Bir türlü toparlayıpta girişemiyorum yazmaya...  doğum zamanın yaklaştığını düşününce daha bir heyecanlandığım için yazamıyorum galiba. Zaten 30'lu haftalara geldiğime inanamıyorum.  Zaman şaka gibi geçip ilerliyor. Bunları yazarken bir kaç hafta daha sonra geçtikçe minik noktamızı sağlıkla kucağımıza alacağız inşallah. Geçirdiğim üç haftamı anlatıcam şimdi...

29. ve 30. Haftam

Bu haftada en net farkettiğim şey bizim küçük dürtükçünün hıçkırması oldu. Hıçkırdığını nasıl anlıyoruz peki diye sorarsanız, ritmik olarak minik hareketlerle pıt pıt pıt yapıyor içerdeki...Günde nerdeyse 3-4 defa hıçkırıyor bide baya uzun sürüyor çok komik :) genelde ben birşey içtikten sonra hıçkırmaya başlıyor sanki. Hıçkırması nefes egzersizleri yaptığının bir  göstergesiymiş aslında, akciğerlerine egzersiz yaptırıyor bizimki, dışarıda daha rahat nefes alması için.

Uzun zamandır kasılma yaşıyormuşum ben bu arada...kasılmayla ilgili pek çok şey okudum, duydum hiç biryerde kasılmanın nasıl olduğu yazmıyordu ya da ben anlamadım bilemiyorum...  7 ve 5 ay önce doğum yapmış anne arkadaşlarım Gülçocuğum ve Emel'den öğrendiğim kadarıyla efenim kasılma; aslında karnın bir anda taş gibi sertleşmesi, sanki içerdeki bebeğin karnından çıkmak istermiş gibi karnının bir anda bir kaç saniye semsert olması. Bu bende oluyordu ara ara ama ben buna kasılma dendiğini bilmiyordum meğer meşhur kasılma olayı buymuş :) kasılma çok sık olduğunda tehlikeli tabiki.. Yani  beş dakikada bir, yedi dakika ya da on dakikada bir gibi... Çok sık olmadığı için bende herhangi bir tehlike yok. Ama çok yorulup yürüyünce karnımın alt bölgesinde vajinal bölgeme doğru korkunç bir baskı hissediyorum.

Özellikle 29 haftalık bir hamile olarak Eminönü'ne alışverişe gidip enkaz şeklinde gelmemle o gün iyice ayyuka çıktı bu baskı hissi.. E bebiş büyüdü tabiki artık. Ama ben yorulup yorulmadığımı bu baskı olana kadar anlamıyorum :S normalden çok daha enerjiğim, sürekli evin içinde bir şeyler yapıyorum. Ama Eminönü'ne tekrar gelirsek, ecnebilerin dediğince Baby Shower yapmaya karar verdik, bizim dilimizce Bebek Partisi ya da karnı burnunda partisi ... hem parti alışverişini hemde hastane için pijama, gecelik, emzirme sütyeni, emzirme atleti gibi daha bana almadığımız eksikler vardı, onun alışverişinide tamamlamak üzere internetten  yaptığım araştırmalar doğrultusunda sabah yola koyulduk. İyiki de erken gitmişiz yoksa işimiz akşama bitmezdi bile, deli danalar gibi gezdik, baktık, aldık, kafam artık son saatlere doğru öyle bir durdu ki ne düşünüceğimi  şaşırdım, eve nasıl giderim falan hepsini unuttum :) Yine de çok iyi dayandığımı söylediler herkes pert olmuş ben hala şuraya da bakalım diyebiliyordum mesela :) çok güzel şeyler bulduk o hengame içinde, gelmişken hastanenin ilk günü için de lohusa bardakları, kapı süsleri, kapı tülünü de aldık. Eve geldiğimde o kadar mutluydum ki hem aradıklarımızı bulmuştuk hemde ayaklarımı artık rahat rahat dikecek yer bulabilmiştim :)  Bebek ve anne partisi içinde arkadaşlarımın yardımıyla hazırlıklar devam ediyor. Ayrıntılar daha sonra ;)

Bu hafta içi de bebekimin  Eylem ve Merve teyzeleri geldiler bize ;) evlendiğimden beri hep gelecekler ama bu hafta kısmet oldu nihayet... Karate kid'in baykuş temalı odasını da gördüler böylelikle... Baykuş teması fırtınası esiyor bizim çocuğun odasında ... Baykuşlu bir patikle başladı herşey, sonra İkea'nın koyu renkli baykuşlu perdeleri, baykuş duvar sticker'ı, baykuşlu nevresim takımları, baykuşlu saat derken çokta güzel oldu sevimli odası ;)

31. Haftam

Baykuş baykuş derken 31. Haftadaki ultrason fotoğrafımızda da 1.600 gr'lık minik ama koca gözlü bir baykuş gördük böylelikle, bide doğduğunda uyumazda bizi  uyutmazsa tam bir baykuş ailesi olacağız :) Gözleri benimki gibi büyük, rengi de babasının gibi mavi olsun istemiştik tam da bana benzeyen bir surat gördük ki her defasında daha da netleşiyor sanki bana benzerliği, gözleri de mavi tutturursak bir biscolata erkeği çıkar bizden ;)) .. Çok garip bi durum,  içindeki minik noktanın büyüdükçe sana benziyor olması... Son doktor görüşmemizde bebekimizin kafası yukarda, erken doğum riskim bulunmuyor. Ben 3 haftada sadece 1 kilo alarak şuan 58 kiloyum. Toplamdaki üç haftama bir fotoğraf koydum çünkü halimde pek bir değişiklik yok. Dışarda görenler ya da bebek alışverişlerinde mağazada çalışan kızlar 5-6 aylık hamile sanıyorlar.



Karate kid çocuğumun bu haftaki hareketleri artık iyice sert olmaya başladı ve her zamankinden daha fazla hareket ediyor günün belirli saatlerinde... Kaburgalarıma biryerlerinin gelmesi oldukça canımı acıtıyor. Dürtüyorum o zamanlar aşağıya insin diye ama banamısın demiyor kendisi saolsun ;) bir de nefessiz kalma olayım olmasa tam süper olucak, bebek aşağı doğru inince daha da rahatlayacağım. Ama karnımdaki hareketlerini izlemek o kadar güzel ki her gün defalarca hareket etmesine rağmen bakmaktan hiç sıkılmıyorum ve hep şaşırarak izliyorum. Çok hoşuma gidiyor. Sanırım doğduktan sonra en çok karnımda hissettiklerimi özleyeceğim. Ruh halimden de bahsetmek gerekirse çok daha sakin geçiriyorum bu zamanlarımı ama her gün bişey için muhakkak ağlıyorum, ağlıyacak bişey illa ki buluyorum :) Sevgili kocacım alıştı artık hiç birşey demeden sadece sarılarak ağlamalarımın geçmesini bekliyor ::)

Oda hazırlıklarımız da hala devam etmekte.. Çamaşırları yıkandı yarısı ütülendi, odasının şekli son halini aldı çok şükür :) odasının ışığını da dimmer'lı yaptık, doğrudan ışığın gözüne gelmemesi çok daha sağlıklı.

Yazımı gebelik günlüğünü takip ettiğim blogcuanne.com'daki yase' nin yazısının en katıldığım, en hak verdiğim bölümüyle bitirmek istiyorum. Buyrunuz efenim: Yase benimde duygularıma tercüman olarak der ki: "İnsan hamilelik gibi zor bir süreç geçirirken istediği gibi şikayet etme, sinirlenme ve sızlanıp güçsüz olma hakkına sahip olmalı!

Yani etrafındaki koca, anne, yakın arkadaşlardan oluşan aile kadrosu, bu hakkı sana tanımalı ve bir süre için her şeyi alttan alıp, katlanmalı! Hamile kadın, hamilelik travmasıyla öylesine aklını oynatmışken, kendi hamileliğinden daha beter örnekler verenler, sen dur daha bu bulantılar ne ki bir de kusmaların başlasın, bir de bebek doğsun sen o zaman gör diye gerçekçi olduğunu sanan gevezeler, sızlanmana katlanamayıp ya da çok erken sızlanmaya başladığını iddia edip akıl verenler, az önce bahsettiğim aile kadrosundan hamilelik boyunca atılmalı! Hamilelik sonrası allah kerim!

Benden size tavsiye sayın okuyucu; Siz siz olun hamile olan hormomanyak kadına; “güçlü ol azcık canım”, “ee annelik o kadar kolay değil, bak gör daha ne kadar zorlanacaksın”, “sen de iyi ki hamilesin”, “hamilesin sen canım hastalık değil ki bu!” gibi saçma sapan, akla sığmaz şeyler söylemeyin! Valla bence bu sözlere karşın aklının bir kısmı geçici bir süre için devre dışı olan gebe kişisi katil olsa, mazereti var! Madem bu lafları ettin, kaç, koş, kurtul!

Hormonları boyunu geçmiş hamile kadına destek olunur, geçecek denir, geçecek deyince geçmiyooorrrr diye çemkirse de boşverilir, anlıyorum denir, sarılınır, öpülür, ağlarken burnu silinir, şefkat gösterilir, özetle herşeye “he” denir. Bunları yapamıyorsanız da basılır gidilir arkadaşım! Hamile kadın kişisinde mantık, sükunet, olgunluk aranmaz! Hamilelik süreci ne karşıdakine haddini bildirme, ne akıl verme, ne de çekişme süreci olabilir! " 
Diyerek copy/ paste yapıyorum başka da bişey demiyorum  :)

Bizi takip etmeye devam edin ;)

Gizmo ve minik dürtükçü

3 Kasım 2013 Pazar

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 26. 27. ve 28. Haftalar



Merhabalar ...
Yine uzun zamandır yazamadığımı düşünmeyin bendeki unutkanlık ve dalgınlıklar feci derecede devam ediyor. En son yazdığım yazımda Cumartesi günü glikoz testimiz var demiştim. Doktor randevumuz olduğu günün gecesi heyecandan uyuyamıyorum, doktora girince de alık oluyorum :) Bebekimizi görünce çok heyecanlanıyorum, kalbim boğazımda atıyor sanki ve ellerim bumbuz oluyor. Anne-bebek buluşması işte :)

İlk olarak doktor randevusundan bahsetmek gerekirse, glikoz testinden önce ultrasona girdik, bizim minik nokta kocaman olmuş ki artık :) Kendisi  1 kilo 50 gram ve 28 Haftalık... Evet 28 hafta... Ben 26. Haftamda olduğumu sanarken doktorumuz 28. Haftadasın deyince şaşırdım tabiki. Ama dedim saf saf ben 26. haftamda olduğumu sanıyorduuumm :s Böylelikle 3. Trimester'a hızlı bir giriş yapmış oldum farkında olmayarak :)

Bebekimizin 28. haftamızda sağlığı ve kilosu yerinde, dayısı da ilk defa yanımızdaydı bizimle, doktorumuz dayıya özel ayrı bir fotoğraf çıkardı :) Bu gördüğümüzde bi değişik geldi bizim zıpırtık bana, hatta doktora da dedim -bi çirkin olmuş sanki bu çocuk- diye, -Brad Pitt mi bekliyorsun Gizem'cim- dedi :)  E evet canım olabilir, eli yüzü düzgün insanlarız bizde ne de olsa ;) Zıpzıp karnımda düşünme pozisyonundaydı bu sırada, eli yüzünün yarısında yine aynı babası gibi yatıyor. Doktora azcık şikayet ettim onu, çünkü o kadar fazla hareket ediyor ki, acaba rahatsız mı orda diye düşünüyordum. Karate Kid olması sebebiyle gerçekten uykuya dalmakta güçlük çekiyorum, uyurken de uyandırıyor birde ;)  Reflü ve mide yanması belası daha da şiddetli olarak geri dönmüştü zaten onun içinde doktor Gaviscon Likit verdi. Artık mandalina da yiyemiyorum, anında mide yanmasına dönüşüyor.

Tansiyonum ve kilom ölçüldü. 1 ay da 2 kilo almışım ve 57 kiloyum, gayet dengeli gidiyorum şu ana kadar. Genelde son iki ay kala çok  kilo alırsın diyorlar ama görücez bakalım, bilemiyorum.

Glikoz testine gelirsek, doktorda sıra beklemiş olmamız sebebiyle (önceden söylemediğim için glikoz testine gireceğimi) geç uyanmış olduğuma dua ederek neredeyse öğlen 12 gibi şekerli suyu içmiş oldum. Tadının ne kadar kötü olduğunu, içerken kusanlar olduğunu falan duymuştum ama ben vallahi de bir kaç yudumda çoktan rahat bi şekilde çabucacık içtim. Gittim hemşirenin yanına dedim bi bardak daha var mı bu şekerli sudan :) yok artık canım, hem hızlı içtiniz hemde bir daha olsa içermisiniz yani dedi, eveeettt dedim gayet güzeldi tadı, bunca yıldır burda çalışıyorum ilk defa biri böyle bişey söyledi diyerek gülüştük :) orda içmeye çalışan hamile daha vardı, galiba kusucam diye diye içmeye çalışan, allah allah dedim herhalde bende bir gariplik var, sevgili kocacım evet tabiki de sende gariplik var diyerek, normal dışı bir insan olduğum bir kez daha kanıtlandı :)  Hemen şeker yüklemesinden sonra ve iki saat başı kan alındı benden, açlıktan gebermek üzereyken nihayet hastanede bitti işimiz. Sonuçları da Pazartesi aldım, gayet güzel, alt sınırda bile değilim. Çok mutluyum bu yüzden. Şeker çıkar diye korkuyordum nedense. Böylelikle son önemli testimizde bu hafta yapılmış oldu. Randevularımız üç haftada bir'e düştü. Doktorumuz bizi üç hafta sonra 15 Kasım'da görecek.


Bu arada özel bir hastanenin doğuma hazırlık kursu başladı. 5 hafta her Perşembe sürecek olan kursun ilk haftasına sevgili kocacım yetişemeyeceği için kardeşimle gittik. İlk defa bu kadar çok hamileyle bir aradaydım :) Dr. Serkan Bey "Gebelikte Fizyolojik Değişimler" adlı konu başlığıyla başladı anlatmaya... Gebelikte düşük tansiyon normalmiş mesela bunu bilmiyordum, eğer yüksek çıkarsa (max. 14) tehlikeli olabiliyormuş. Gebeliğin erken dönemlerinden itibaren hareketsiz kalmamamız gerekiyor tabiki. 34. Haftadan itibaren karında geçmeyen şiddetli kaşıntılar varsa doktora haber verilmeliymiş. Kramplardan şikayetçi biri olarak kramplar konusunda yapılacak pek birşey yok dedi doktor, Magnezyum alınabilir ya da masaj uygulanarak azaltılabilir dedi. Krampların normal doğuma olumsuz bir etkisi de yokmuş. Bu arada bol bol sezaryen'in propagandasını yaptı ya da kardeşimle bana öyle geldi!!!  Sezaryen'in avantajlarından çok fazla bahsetti, hatta sıkıldım, bitmeyecek mi acaba bu konu dedim bir ara... Genel olarak diğer konularda güzel geçti. Soru-cevap kısmı çok faydalı oluyor.

Geçtiğimiz haftadaki önemli ayrıntıyı da unutmayalım tabii, oğlumuzla birlikte ilk defa 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutladık. Biz nerdeyse üç senedir Bağdat Caddesindeki fener alayına katılma hayalleri kuruyorduk fakat bir türlü olmuyordu. Geçen sene tam ne güzel gidicez artık derken ben birden ateşlendim ve 28 Ekim gecesi hastanede serum yemekle meşguldüm :(

Bu sene hiç hayal kurmadık ve nihayet gidebildik kutlamalara :) inanılmaz kocaman bir kalabalık ve coşku vardı bu yıl ilk defa bu kadar büyük katılım olmuş. Gezi Parkı olaylarından sonraki ilk Cumhuriyet bayramı olması sebebiyle de herkes sokaklara dökülmüştü gerçekten. Tepkiler büyüktü ve herkesin canına tak ettiği belliydi. Hatta caddede olan bazı arkadaşlarımızla haberleştiğimiz halde buluşamadık bile. Bizim zıpzıp'ta kutlamalara karnımdan sessiz tekme sloganları atarak destek verdi ;) Nice Cumhuriyet Bayramlarına artık bundan sonra çocuğumuzla,sevdiklerimizle, özgürlüğümüzle beraber... Cumhuriyet'in 100. Yılında bizim bebek 10 yaşında koca dana olucak :)

Bu arada bebek odamızın hazırlıkları bitmek üzere. Minik noktamızın çok bir eksiği kalmadı gibi birşey. Önümüzdeki haftalarda Eminönü'ne gidip hastane odası, baby shower malzemelerini de almak istiyorum, havalar daha kötüleşmeden, benimde yorgunluğum had safhaya ulaşmamışken. Kıyafet işi tamamen bitti, daha artık kıyafet almayacağız. Zaten kıyafetlerinin, bezlerinin falan düdük gibi dolaba yetmeyeceğini düşünerek üç sepet çekmeceli, gerektiğinde oyuncak dolabı olarakta kullanabilecek olan minik bir şifonyer daha aldık, evimizin herşeyi İKEA'dan :)  Bazı kıyafetlerini bebek detarjanıyla yıkadım ve annemle çılgın, tatlı arkadaşı Müjde ablam gelip ütülediler bile, evde dağ gibi duran gömlek ütülerini bile halletti saolsun:) Müjde ablama burdan da sevgilerimi yolluyorum ;)  kıyafet olayında bu ütülenenler daha başlangıçtı pek tabiki... Daha bir sürü yıkanıp ütülenecekler var, yavaş yavaş onları da yapacağız.

Ben yine çok yazdım ama 2 haftayı kafadan atlamış olduğum için,  malum hesap yanlışlığı :)

Böyleceee bu yazıyla 2. Trimester'ım, hamileliğin balayı dönemi dedikleri dönem son bulmuş doğuma artık daha da yaklamış oluyoruz. Son trimester nasıl geçecek merakla haftalarımı bekliyorum. Bu yazıyı yazarken 29. haftama girdim bile sanırsam galiba :)))
Bizi takip etmeye devam ;)

Sevgiler,
Gizmo ve Karate Kid Oğlan ; )