28 Temmuz 2013 Pazar

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 13. Hafta


Merhabalar,

12. Hafta doktor kontrolümüzden sonra tekrar yazlığa geri dönüş yaptık. Pek sevgili kocacım tekrar beni bırakmak durumunda kaldı, biz hiç sevmiyoruz, hiç hoşumuza gitmiyor bu ayrı kalma işlerini ama naapalıımm mecbuuurr… Şanslıyız ki yazlık İstanbul’a uzak değil ve hafta sonları burada olabiliyor sevgili, fedakar, sevgi dolu babamız…

13. Haftam, diğer haftalara göre nispeten hem daha rahat hem de daha az yorulduğum bir haftaydı. Kendimi biraz daha enerjik hissediyorum. Çünkü bizim nokta artık plasenta yapımını bitirmiş oldu, bu yüzden önceki haftalar kadar çabuk yormuyor beni. Ama bu hazımsızlık, hazımsızlıktan dolayı karın şişliği ve kabızlık durumu çok fena, Allah düşmanıma vermesin : (  Yemeklerden önce ve sonra yürüyüş yapmaya, sulu yemekler, meyveler yemeye ve her gün düzenli yüzmeye gayret ediyorum. Bir de gelecek hafta hamileliğimin balayı dönemine giriyor olmaktan dolayı sabırsızım ve mutluyum, mide bulantılarım hafifte olsa gece yatmadan önce ama azalarak devam ediyor. Belki bir sonraki hafta bıçak gibi tamamen kesilir. Mide bulantısı hapımı da midem aşırı bulanmadıkça kullanmıyorum, çünkü bu haftadan itibaren bizim nokta ilaçlar konusunda daha da hassas.

Bu hafta da bizim zıp zıp bebekimizin hareketlerini hissetmeye çalıştım ama bizimkinde pek bi hareket yok. Bir kere kendini hissettirdi şimdi de merak ettiriyor. Annesinin adı gibi gizemli bebek olmasın!! Ama bende inatla bekliyorum anneciğine o minimini elleriyle bi çak! yapar mı acaba içerlerden bi yerlerden : ) Bizim noktanın büyüdüğünü hissediyorum. Çünkü bu haftanın sürprizi de hafif büyümekte olan hala dışardan çok belli olmayan ama vücuduma yapışan bir şey giydiğimde kendini belli eden sevgili “karnım”. İçeri çekme ihtiyacı duyuyorum nedense, çünkü hayatım boyunca bu kadarcık bile karnım hiç olmamıştı, hala bebek varmış gibi değil sanki de kilodan hafif göbeğim çıkmış gibi : ) Sevgili karnımı içeriye çekmemeyi öğreneceğim ileriki haftalarda : )

 
13. haftamın içindeyken üzücü bir haber aldım : ( hala da düşündükçe üzülüyorum. Fransa’da yaşayan çok sevdiğim bir arkadaşım çok istediği ve nihayet sahip olduğu bebeğini, bebeğin kalbi yeterince gelişemediği için kaybetmek zorunda kaldı ve oralarda yalnız başına bu acıyla başa çıkmak zorunda… Canım arkadaşımın acısını anlayabiliyorum ve umarım tekrar sağlıklı bir bebeğe sonunda kavuşabileceği günleri de buradan tekrar yazabileceğim.

Yazımı bitirirken haftanın en saçma konusuna değinmeden geçemeyeceğim, konu hamilelik olunca bende bir kelam edeyim yani. Hafta ortasında kendisinde belirgin bir zeka geriliği olduğunu düşündüğüm, aslında pekte ciddiye alınmaması gereken avukat!, insan kılığında dolaşırken ağzından çıkanı kulağı duymayarak “hamilelerin karnı burnunda dışarıda gezmeleri edepsizliktir” yok efendim cinselliği ön plana çıkarmış oluyormuşuz böylelikle… diyerek ortalığı karıştıran bir laf attı. Tabiki bütün hamileler ve hamile olmayan kadın/erkek ayağa kalktı. Artık akıllarından hangi sapık düşünceler geçiyorsa bu tür insanların… kendisi sanki annesinin karnından çıkmamış gibi, haydi bizler annemizin karnından çıkıp kendi kendimize sokaklarda dolaşıyoruz o birde televizyona çıkmış utanmadan, onun annesinin karnından oralara çıkması asıl utanmazlığın dik alası!!!… Neyse bebekim annen biraz sinirlendi ama sen bunlara aldırma, ağzı olan konuşuyor diye boşuna dememişler işte. Bizi takip etmeye devamm…. J

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 12. Hafta


   Merhabalar…

   12. Haftamızın başında çok rahat ettiğim anneanne yazlığından iple çektiğimiz doktor kontrolü için 6 günlüğüne ayrılmak durumunda kaldım ve nerdeyse 1 aydan da fazladır gelmediğim evimi de çok özlemiştim. Pek sevgili kocacım bekar hayatı gibi tek başına evde hafta içi, bende üfür üfür esen yazlıkta deniz, kum, güneş şeklinde… ;)
 
   16 Temmuz Salı günü doktor kontrolümüze kanalize olmuştuk. Çünkü önemli olan İkili Tarama Testi’miz yapılacak ve en son 1 ay önce ultrasonda siyah bir nokta görmüştük ve o nokta 1 ay’da nasılda büyümüştü onu görecektik. İnternetten ve kitaptan okuduklarıma bakılırsa elleri, ayakları, burnu, plasentası oluşmuştu ve artık minyatür bir insan görüntüsündeydi ama bakalım bizimki gerçekten öyle miydi ?

   Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca mide bulantılarım hep devam ediyor tabiki ama kusmuklu halim geçmiş gibiydi. Yani uzun zamandır kusmuyordum. Salı sabahı kalktığımda mide bulantım daha da şiddetliydi sanki kusacak gibiydim, tostumdan bir iki yudum yiyebildim, bizim nokta da heyecanlandı belki ve hastaneye doğru yola çıktık, hastanenin eve yakın olması kadar güzel bir şey yok sanırım çünkü 3 dakikada arabayla hastanede olabiliyoruz :) Çok yoğun olan doktorumuz bu sefer hemen bizi içeri aldı ve en sevdiğimiz bölüme geldik; ‘’ultrason’’.

   Bizim bebekimiz, siyah noktamız… ne kadar da büyümüştü öyle, gözlerimize inanamadık, benim karnımda artık bir insan oluşmuştu bile, sonra hareket etmeye başladı, elleri ayakları oynuyordu, kendini zıplatıyor o koca göbeği çok sevimli gözüküyordu, her şey sanki rüya gibiydi. Sol elinin parmağını emdiğini farkettik (Dr. Öz’ün kitabında yazıyordu, bebek anne karnında hangi parmağını emerse doğduğunda o elini kullanması muhtemelmiş). Doktorumuz tabi bu sırada ölçümlerini yapmaya başladı ama biz ağzımız bi karış açık inanamayarak bizimkinin hareketlerine bakıyorduk, kıpır kıpırdı, bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordu, o sırada bir de ne görelim, nokta sağ elini sallamaya başladı, doktor bile dedi ‘’bakın size el sallıyor’’ gerçekten de el salladı bize, bizde ona el salladık, çok güzeldi :) doktor 24 saat izletse izlerdik gözümüzü kırpmadan herhalde. Bu arada boyu 6 cm olmuş ve kalp sesinin de dinledik, kalbi dakikada 173 atıyor. Büyüdükçe biraz daha yavaşlayacakmış kalp atım hızı, şu anda oldukça hızlı. Ense kalınlığı ölçümünü de doktor ensesinin arkasındaki çizgiyi ölçerek yaptı, burun kemiği oluşmuş dedi, omuriliği, beyni, o minicik kalkık burnu ne kadar da net gözüküyordu, şuan teni hala saydam çünkü daha vücudunda hiç yağ yok, beyin gelişimi oluşmaya devam ediyor… El sallaşarak bitirdik ultrason görüntüsünü ve bir zıp zıp doğacağı kesinleşti : )

   Doktor sonra her şeyin normal olduğunu ve Down Sendrom’lu doğma riskinin zaten yaşla ilişkili olduğunu benimde şuan hem yaşımdan hem de yaptığı ölçümlerden her hangi bir riskimin bulunmadığını grafiklerle anlatarak bizi rahatlattı, her şeyin yolunda olduğunu bilmek güzel… Bu arada kilom hala 50. Folik Asit hapımı artık kullanmama gerek kalmadı, doktorum bide vitamin hapı ve demir hapı yazdı ama 15 gün sonra kullanmaya başlayacağım ve de protein ağırlıklı beslenmeye başkayacağım ama şuan mide bulantılarım devam ettiği için şuan değil. Bir de kan tahlili yaptırdık, orda da yine Down Sendromu riskinin hormonlarla kan ölçümü yapılıyormuş, birkaç gün sonra doktorumu arayarak tahlil sonucumun da gayet normal olduğunu öğrendim. Böylelikle bu ay’ı da doktorumuzun bizim için çektiği fotoğraflarla birlikte eve dönerek ama gözümüzün önünde hala bebekimizin hareketleriyle birlikte atlattık.

   Bir sonraki ay cinsiyetini öğrenmeye gideceğiz. Kendisinin el sallama görüntüsü ilk fotoğraf ve 4 boyutlu görüntüsü aşağıda buyrun ve takipte kalın ;)

 
 
 

18 Temmuz 2013 Perşembe

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 11. Hafta


   
   Merhabalar...

   11. Haftayı ayrı olarak yazmak istedim hem çok çok hafif çıkmaya çalışan karnımın fotoğrafını koyabilmek hemde bu haftada tanıştığım en güzel şeyi anlatmak için :) 

   Bu hafta da yine yazlıktaydım, İstanbula çok uzak olmadığı için pek sevgili kocacım her cuma iş çıkışı yanıma geldi koşarak sağolsun, haftasonları babasıyla beraberdi evladımız :)) artık insanların bize ve bizim kendimize anne/baba demelerimize de yavaş yavaş alıştık artık, önceden garip geliyordu, hazır olmaya da başladık demektir böylece...

   Bu haftanın sürprizine gelirsek, sabah uyandım, balkona çıktım annemle anneannemin yanına koltuğa oturmamla karın boşluğuma yakın sol tarafımda bir kıpırdanma mı desem net bir balık gibi dalgalanma mı desem birşey hissettim ve aynı anda karnımı tutup anneeee galiba karnımda bişeyler oluyor demem bir oldu. Gerçekten çok net bi hareket hissettim ve daha erken ama diye düşünürken, ne olduğunu anlatınca ayrıntılı, annemde kardeşimle bizim hareketlerimizi çok erken hissetmiş ve hep çok hareketli bebekler olmuşuz o yüzden gerçekten hissetmişsindir sende dedi. Ondan sonra ve sonraki günlerdr bekledim acaba bir daha hareket eder mi diye ama ı ııhh tık! yok. Artık ilerleyen haftalara...şanslı sayılırım bu kadar erken hissetmiş olmakla zaten, minik nokta ben burdayım anne! merak etme dedi, gerçi mide bulantılarıyla da gayet güzel hissettiriyor orda olduğunu ama :)     

   İlk fotoğrafım bu pek iyi bi fotoğraf olmadı ayrıca zenci gibi çıkmışım idare edelim şimdilik lütfen bir de fotoğraf koyduğum için sayfanın şaftı kaydı ki sormayın, öğreneceğim yazdıkça :) Karnım çıkmaya yakın son halim, çünkü bir ara nerdeyse 49 kiloya kadar düştüm. Şuan tam 50 kiloyum daha hiç kilo alamadım hemde midemi tutsun diye hamur işleri de yememe rağmen ama olsun bundan sonra alırım heralde artık, biraz yorgunluğum da azalmaya başladı zaten, önceki haftalarda hayatımda hiç yorulmadığım kadar çok yorulduğumu hissediyordum, şimdi biraz daha iyiyim diyebilirim. 

   11. Haftada olanlar bunlardı 12. Haftayı da yazdıktan sonra artık daha düzenli bir       günlüğüm olucak. Takipte kalın ;)

                        

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Yazamadığım haftalarım...


   Merhabalar...

   Geçmiş olduğum haftaları atlamamak adına bir kaç haftamı arka arkaya yazmak durumundayım.. Ne de olsa geçmiş haftalarda pek çok şey yaşadım, hemen hızlıca bahsedeyim.

   Öncelikle mide bulantılarım hamile olduğumu öğrendikten sonra yani 5. Haftanın sonlarına doğru başladı. Şuan çalışmadığım için evdeydim bu zamanlarda tabiki, sadece zararsız mide bulantılarıydı ve geceye kadar sürekli bulanıyordu. Sonraları öğlenden sonra günde bir kere safra çıkarmadan rahatlayamamaya döndü sonra da tabiki bol kusmuklu ve çubuk krakerli hayata hoşbuldum.

   Normalde de kokulara aşırı hassastım ama bu zamanlarda artık doruk noktasına ulaştığı için, sevgili kocacımın bile elleri durduk yere soğan kokar hale geldi, buzdolabını açamaz ve en son mutfağa adım atamaz oldum. 6. Haftalarda doktorumun önerisiyle taaa anneannemlerin zamanından beridir meşhur olan Emedur tablet kullanmaya başladım ama hala mide bulantılarım devam ediyordu. Kendimi, kafamı kaldıracak halim yoktu aslında bir kaç bişey atabilsem ağzıma daha az midem bulanıyordu ama hazırlayacak takatim olmadığı için, Anadolu yakasında oturan kızının yanına Avrupa yakasında ikamet eden annecim acilen gelmek durumunda kaldı. Bizim nokta (her hamile annenin karnındaki bebeğine isim takması olağan bir durum olup, farzdır da ayrıca) benim biraz kendime gelmemi sağladı, çünkü evde yalnız kalmamızı pek sevmiyordu sanırım, etrafımızda birileri olunca daha iyi hissediyorduk kendimizi ve açık havaya gezmeye çıkınca da gayet iyiydik. E tabi çok gezenti anne ve babasına benzeyeceği kesinleşti böylelikle...

   İlk olarak 5. Haftada gördük bizim siyah minik noktayı ultrasonda ve doktorumuz 2 hafta sonra da gelmemizi söyleyince 7. Haftada ikinci defa gördük kendisini. Ama o hala bir noktaydı ve birazcık daha büyümüştü sadece. İlk doktor tartısında kilom 52buçuktu iki hafta sonra 50 kiloya düşmüştüm bile...ve araştırmalarıma göre ilk 12 hafta da hiç birşey yiyemezsek bile bebek kendi kendine vücudumuzdaki depolardan beslenebiliyormuş ve gayet sağlıklı olabiliyormuş. Bana da doktorum günde bir tane kiraz bile yesen o bebeğine gider bir şekilde o yüzden merak etme dedi.
   Günler böyle mide bulantılı ve duygusal olarak darmadağın bir şekilde geçip giderken 8. Haftalarda anneannemlerin yazlığına gitmeye karar verdim, temiz deniz havası kesinlikle evde sürekli yatmaktan daha iyi gelicekti ki öyle de oldu. Her hafta bana ve bebekime neler olduğunu babycanter.com dan takip ediyordum. İntermette uzun araştırmalar sonucu hangi kitabı almam gerektiğine bir türlü karar veremezken 23 Haziran'daki canım kocacımın hazırladığı sürpriz doğum günü partisinde Zeynep arkadaşımın getirdiği Prof. Dr. Mehmet Öz'ün "Siz Bebeğinizi Beklerken" adlı kitabı bana gerçekten güzel bir hediye oldu. Benimde almış olduğum Aletha J. Solter'in "Bilinçli Bebek" kitabını da sevdiğimi belirtmeliyim. Yazlıkta bu iki kitabı dönüşümlü olarak okumaya başladım. Tabiki internetten de araştırmalarım devam ediyordu.

   9. Haftalarda inanılmaz bir şişkinlik haliyle başbaşa kaldım, beni çok rahatsız ediyordu ama normal olduğunu ve yürümenin iyi olduğunu bildiğim halde yürümek bile pek iyi gelmiyordu sanki. Bir de uyanınca baş ağrısı belası sardı, başımda sürekli soğuk migren bandıyla geziyordum. Mide bulantılarım nerdeyse azalmış gibiydi ama gece 12 buçuktan itibaren tekrar başlıyordu, bu arada folik asid desteği devam tabiki ama Emedur tableti artık dayanabilirim diye çoktan kullanmayı bırakmıştım. Beni en çok yoran duygu değişimlerim oldu aslında, çünkü kendimi iyi hissetmediğim için sürekli asabi, herkese ve herşeye muhalefet, herhangi bir sese ve insanlara tahammül edemeyen, herkese cevap veren biri olup çıkmıştım :( tabiki yakınımda olan anneannnem, annem ve babam benden baya bir çektiler desem yeridir.
  10. Haftada kendim ve bebeğim için asabi olmanın ne demek olduğuyla ilgili bir dolu yazı okuduktan sonra duygu değişimlerimi biraz da olsa toparlamaya karar verdim, her gün düzenli diyafram nefesleri, yürüyüş, yüzme ve sevgili noktamla konuşma denemeleri yapmak biraz da olsa kendimi daha iyi

hissetmeme neden oldu. İnsan ne kadar hassas oluyormuş ama hayret ettim, vücudumuzda inanılmaz değişimler oluyor ve biz buna ayak uydurmaya çalışıyoruz. Zaten ilk 3 ay vücudumuzun hamileliğe alışma dönemi olarak geçiyor. Bakalım ilerde daha nelerle karşılaşacağız.

   11. Haftayı önümdeki yazıya bırakıyorum fotoğraflarla birlikte yayınlayacağım.. Takipte kalın (;








15 Temmuz 2013 Pazartesi

Küçüklüğümden beri günlük yazmaya bayılırım aslında, o kadar çok günlük defterim vardır ki sakladığım, hemde neler neler yazmışım zamanında :) 

Hamile kaldığımda da hep günlük tutarım demiştim ama şuan 11. Haftam oldu daha yeni başlayabildim yazmaya...Şimdi nerden başlasam diye düşünüp duruyorum. Çünkü bu haftaya gelene kadar bir sürü şey değişti hayatımda,  bir de en önemlisi kendimi daha yeni yeni iyi hissetmeye başladım. Beni tanımayanlar da beni takip etsin, okusun, üflesin diye düşünerek önce kendimi biraz anlatıyım.

Ayrıca bu ilk yazım kendimi tanıtma ve hamileliğimi ilk öğrendiğimiz anlarla ilgili olsun.. 

Liseden çocuk gelişimi bölümünden mezun olup, daha sabırsız yaşlarımda küçük bebelerle staj yapmaya başlayınca "ben bu işi yapamam" deyip gerçekten işin içinden çıktım ve aklımda hep olan hiç vazgeçemediğim müzik olaylarına atıldım.. Upuzuuunn bir (5 yıl kadar opera/şan dersleri, sınavlar derken) konservatuvara hazırlık döneminden sonra bu Opera işi Türkiye'de olmaz diyerek ve asıl hedefime de ulaşamamış olarak ama kaybettiğim onca zamana da yazık ederek konservatuvar sayfasını da kapattım. Daha sonra da kürkçü dükkanına geri dönerek Çocuk Gelişimi okumaya karar verdim neyse ki bitirdim ve bu sırada Kanada'dan ithal ama yüzdeyüz türk ve benim gibi Trakyalı deli bir adamla iyiki de evlendim :) tanışmamızın hala bir mucize olduğunu düşünüyor ve bu işler valla da kısmet deyip bu konunun ayrıca bir kaç sayfa blog konusu oluşturacağını düşünerek uzatmamaya karar veriyorum :) Tabiki bu sıralarda okulumla birlikte hem müzikten fazla uzaklaşmamaya gayret ederek hemde özel eğitim alanına ilgi duymaya başladım ve özel eğitim kurumlarında değişik engel gruplarından olan çocuklarla ve otizimli çocuklarla staj yapma imkanı buldum. Tam bir yerde çalışırım artık diye düşünüyordum ki cv'lerimi okullara yolladım cevap bekliyorum derkeeeeenn   -işte bu blog'un konusu burada başlar- 

Veeeee Pek sevgili, deli ama bir o kadar da akıllı kocacım beni kandırarak hayatımıza minik bir nokta gelmesini sağladı(k) :) Gebelik testinden düzenli olarak genelde alırdık zaten ama hep boş çıkardı o ekrandaki pek meşhur çift çizgi.. Bu sefer yaptığımızda önce göremedik o çizgiyi ve gözlerimiz şaşı oldu, -acaba orda bi çizgi mi vardı yoksa biz mi çizgi var gibi görüyorduk ? - doğru mu görüyorum kocacım yoksa gözüme bir perde mi düştü? diyerek evde bakmadığımız değişik renk ışık huzmesi kalmadı ve telefon hakkımızı kullanarak bir bilen arkadaşımıza danışma durumuyla birlikte pozitif olduğunu anladık ve şaşalak gibi kaldık karı-koca.. Ne yapsak bilemedik.. 

Ertesi sabah hemen doktorumuza koştuk kan tahliliyle teyit etmesek olmazdı haliyle.. 5 haftalık hamile olduğumu öğrendiğimizde gözlerimiz bi doldu ama havalara uçarız herhalde diye düşünmüştüm. Ama insan öyle olmuyormuş nedense yine şaşalaklık durumumuz devam etti, büyüklere söylesek mi söylemesek mi, beklesek biraz daha diye öyle kaldık.. Sanki anne babalarla hemen paylaşmayınca o mutluluk yarım kalıyor gibi oldu ama herhangi bir aksiliğe karşı da ihtiyatlı olmak lazımdı. Neyse asıl olay herkesle paylaşınca oldu tabiki :) çokta güzel oldu.. 
Sonra doktor kontrolune gittik 7. haftamızda ve Minik noktamızın  at koşar gibi kalp atışlarını dinledik, o kadar minik şeyin bir kalbi ve kalp atışı olduğuna inanamayarak ağlamak yerine güldük biz, inanılmaz bir mucize... 

Sanki o andan sonra inanmaya başladım biraz biraz hamile olduğuma.. ilk zamanlar arkadaşlarıma, yakınlarıma söylerken garip gelmişti bana "hamileyim" demek.. Şimdi alıştım artık nerdeyse 3 ay olmak üzere :) ama yine de bir garip hissediyorum 
kendimi.. Hareketlerini iyice duymadan normale dönemicem sanırım ya da iyice anormal biri olucam :)) 

Bir sonraki yazımla tam bir hamilelik günlüğü başlatarak yazamadığım zamanları anlatmaya çalışacağım.. Beni takip etmeye devammmm...