Küçüklüğümden beri günlük yazmaya bayılırım aslında, o kadar çok günlük defterim vardır ki sakladığım, hemde neler neler yazmışım zamanında :)
Hamile kaldığımda da hep günlük tutarım demiştim ama şuan 11. Haftam oldu daha yeni başlayabildim yazmaya...Şimdi nerden başlasam diye düşünüp duruyorum. Çünkü bu haftaya gelene kadar bir sürü şey değişti hayatımda, bir de en önemlisi kendimi daha yeni yeni iyi hissetmeye başladım. Beni tanımayanlar da beni takip etsin, okusun, üflesin diye düşünerek önce kendimi biraz anlatıyım.
Ayrıca bu ilk yazım kendimi tanıtma ve hamileliğimi ilk öğrendiğimiz anlarla ilgili olsun..
Liseden çocuk gelişimi bölümünden mezun olup, daha sabırsız yaşlarımda küçük bebelerle staj yapmaya başlayınca "ben bu işi yapamam" deyip gerçekten işin içinden çıktım ve aklımda hep olan hiç vazgeçemediğim müzik olaylarına atıldım.. Upuzuuunn bir (5 yıl kadar opera/şan dersleri, sınavlar derken) konservatuvara hazırlık döneminden sonra bu Opera işi Türkiye'de olmaz diyerek ve asıl hedefime de ulaşamamış olarak ama kaybettiğim onca zamana da yazık ederek konservatuvar sayfasını da kapattım. Daha sonra da kürkçü dükkanına geri dönerek Çocuk Gelişimi okumaya karar verdim neyse ki bitirdim ve bu sırada Kanada'dan ithal ama yüzdeyüz türk ve benim gibi Trakyalı deli bir adamla iyiki de evlendim :) tanışmamızın hala bir mucize olduğunu düşünüyor ve bu işler valla da kısmet deyip bu konunun ayrıca bir kaç sayfa blog konusu oluşturacağını düşünerek uzatmamaya karar veriyorum :) Tabiki bu sıralarda okulumla birlikte hem müzikten fazla uzaklaşmamaya gayret ederek hemde özel eğitim alanına ilgi duymaya başladım ve özel eğitim kurumlarında değişik engel gruplarından olan çocuklarla ve otizimli çocuklarla staj yapma imkanı buldum. Tam bir yerde çalışırım artık diye düşünüyordum ki cv'lerimi okullara yolladım cevap bekliyorum derkeeeeenn -işte bu blog'un konusu burada başlar-
Veeeee Pek sevgili, deli ama bir o kadar da akıllı kocacım beni kandırarak hayatımıza minik bir nokta gelmesini sağladı(k) :) Gebelik testinden düzenli olarak genelde alırdık zaten ama hep boş çıkardı o ekrandaki pek meşhur çift çizgi.. Bu sefer yaptığımızda önce göremedik o çizgiyi ve gözlerimiz şaşı oldu, -acaba orda bi çizgi mi vardı yoksa biz mi çizgi var gibi görüyorduk ? - doğru mu görüyorum kocacım yoksa gözüme bir perde mi düştü? diyerek evde bakmadığımız değişik renk ışık huzmesi kalmadı ve telefon hakkımızı kullanarak bir bilen arkadaşımıza danışma durumuyla birlikte pozitif olduğunu anladık ve şaşalak gibi kaldık karı-koca.. Ne yapsak bilemedik..
Ertesi sabah hemen doktorumuza koştuk kan tahliliyle teyit etmesek olmazdı haliyle.. 5 haftalık hamile olduğumu öğrendiğimizde gözlerimiz bi doldu ama havalara uçarız herhalde diye düşünmüştüm. Ama insan öyle olmuyormuş nedense yine şaşalaklık durumumuz devam etti, büyüklere söylesek mi söylemesek mi, beklesek biraz daha diye öyle kaldık.. Sanki anne babalarla hemen paylaşmayınca o mutluluk yarım kalıyor gibi oldu ama herhangi bir aksiliğe karşı da ihtiyatlı olmak lazımdı. Neyse asıl olay herkesle paylaşınca oldu tabiki :) çokta güzel oldu..
Sonra doktor kontrolune gittik 7. haftamızda ve Minik noktamızın at koşar gibi kalp atışlarını dinledik, o kadar minik şeyin bir kalbi ve kalp atışı olduğuna inanamayarak ağlamak yerine güldük biz, inanılmaz bir mucize...
Sanki o andan sonra inanmaya başladım biraz biraz hamile olduğuma.. ilk zamanlar arkadaşlarıma, yakınlarıma söylerken garip gelmişti bana "hamileyim" demek.. Şimdi alıştım artık nerdeyse 3 ay olmak üzere :) ama yine de bir garip hissediyorum
kendimi.. Hareketlerini iyice duymadan normale dönemicem sanırım ya da iyice anormal biri olucam :))
Bir sonraki yazımla tam bir hamilelik günlüğü başlatarak yazamadığım zamanları anlatmaya çalışacağım.. Beni takip etmeye devammmm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder