20 Eylül 2013 Cuma

Gizmo'nun Hamilelik Günlüğü 20. Hafta


Merhabalar,

Bu haftamın yarısı internette araştırma yapmakla diğer yarısı da internettekileri canlı canlı görmekle geçti diyebilirim. Nasıl bir oda ? Yenidoğan bebeğe neler alınmalı? Anneye neler gerekli peki? Bu göğüs pompaları ne işe yarar?  Eskiden annelerimizin göğüs pompası yokmuş ne yapıyorlarmış... Süt gelmeme problemi yaşamamış mesela benim annem..ve kardeşimi de 4 yaşına kadar (evet yazıyla dört) emzirmesine rağmen ve bu sırada da çalışmış olmasına rağmen, göğüs pompası da neymiş, benim öyle şeye hiç ihtiyacım olmadı diyebiliyor. Şimdiki zaman anneleri de "aaaa ben göğüs pompasız, süt poşetsiz yapamam, çok lazım mutlaka al" diyorlar. Tabiki 27 yıl öncesiyle aynı değil şimdiki yaşadığımız zaman ama e memelerde değişmedi ki canım, 30-40 yıl önceki anne memesi neyse şimdiki anne memesi de aynı…

Önce bu hafta internetten bloglarda annelerin hazırladığı listelere baktım, bazılarını kendi listeme ekledim bazılarını gereksiz buldum ya da çocuk bi çıksın bakalım da ona göre alırız artık dedim. Ne çok şey var ama alınacak onu farkettim. Anne karnında ne güzel hiç birşeye ihtiyaçları yok, oohh ekmekte su da anneden geliyo zaten. İşte aslında yaptığımız, aldığımız herşey anne karnındaki gibi rahat edebilmesi için. Aslında anne karnı ne ne kadar basit bi düzenek gibi gözüksede aslında bütün ihtiyaçları orda karşılanıyor hemde koskoca 9 ay. Dünyaya gelince ilk 9 ay'ki ihtiyaçları hele oooo...Anne karnından çıkınca çocuk o yüzden sudan çıkmış balık gibi bir nevi... Anne karnındaki duyduğu o elektrikli süpürge gibi ses yok hatta tam tersi insanlar birde şşşşttt sessiz konuş, televizyonu açma, telefonun fişini çek, aman kapı çaldı ses çıktı diye teleşlanıyorlar. Oysa bebeğin zaten o seslere ihtiyacı var ki, anne karnını düşünsenize orda çocuk langırlungur sallanıyordu, dışardaki yüksek seslere ve damarlarımızdaki kan akışı sesine rağmen uyuyordu... Anne karnındaki bebeğin duyduğu sesleri anlamak istiyorsak, başımızı su dolu bir küvete sokup, musluğu da sonuna kadar açmamız gerekiyormuş, işte onun da duyduğu ses böyle birşeymiş. Düşünün bizi aslında ne kadar rahatsız ediyor, ama onu etmiyor, o aksine rahatlıyor. Ama çevremizdeki insanlar tam tersini yapıyor, sessiz olmak için çabalıyorlar, çocuk şimdi o kadar sese alışmışken şimdiki sessizlikte çıldırıp ağlamaları haklı ve doğal değil mi?

Listelerden bahsetmişken pek bahsedemedim ama gelicem yine o konuya da :)  aslında biz oda konusunda çok kararsızdık. Heyullaa gibi oda takımlarından olsun istemiyordum ben hep çıkarıp takılabilen, gerektiğinde lazım olmadığı düşünülüp atılabilen ya da başka işler için kullanabilen ve tabiki çok pahalı olmayan oda malzemelerinden alalım istiyordum. Bu anlattığım tüm özellikler İKEA'da vardı pek tabiki. Bebekimizin odası için finansal sponsor desteğimiz olan sevgili babaannemiz bize yardımcı olacağını söylediğinde çok sevindik ve biz bu işi İkea'dan hallederiz diyerek İkea'da karar kılmış bulunduk. Gittik baktık, gezdik, inceledik...bebek odası için çok fazla seçenek yok aslında, biraz daha büyümüş çocuk odası için seçenekler daha fazla. Ama olanlarda işimizi görecek cinsten. Bebek odası yapacağımız oda büyük ama odayı da çok fazla şeyle doldurmak istemiyorum. Böylelikle odayı nerden alalım düşüncesinden kurtulmuş olduk ama henüz almadık, çünküüü önce bizim zıpzıp'ın odası boyanacak ;) bu hafta beyefendinin çocuk odasına özel olan duvar boyalarından aldık. Çok tatlı bir mavi renk olacak . Odası boyandıktan sonra da yavaş yavaş mobilyalarını alıp eşyalarını da dizmeye başlarız.

Odasında duran eşyalar var bile aslında yine bu hafta çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Pın, Bubu ve Derin oğlan ailesi, bize hayat kurtaran Stokke marka aynı zamanda oto koltuğu olarakta kullanılan ana kucağı ve evde kullanılan titreşimli, anne karnındaki rahat yatışı aratmayan bir ana kucağı daha, emzirme minderi, emzirme örtüsü, kanguru ve daha bir sürü lazım olabilecek şeyler verdiler. Onlar şuan odasında, yıkanıp lazım olduğunda kullanılmak üzere bekliyorlar.

Benim bu hafta kendi baktıklarım ise sevgili kocacım iş dolayısıyla yurt dışına gittiğinde annemle birlikte fırsat bulup baktıklarım oldu. Evlenene kadar yalnız kalmaktan çok memnun biriydim, daha da öncesi kardeşimle küçüklüğümüzde annem çalıştığı için, okuldan eve döndüğümüzde yalnız durabilmeye alışkın olduğumuzdan ve evde kendimizi hep oyalayabildiğimiz çocuklar olduğumuzdan, evde yalnız kalma gibi bir korkum hiç olmadı, hatta evde yalnız olmaya bayılırdım. Ama evlendikten sonra kocacım da işi gereği sık sık yurt dışı seyahatleri yaptığından evde yalnız kalma durumum oldu ya da olamadı. Çünkü artık gece tek başıma evde kalamıyordum. Böyle gereksiz bir ruh haline kapıldım. Aslında korkmuyorum yine ama ürküyorum.

Bu yüzden kocacımın bu gidişinde de havalimanı Avrupa  yakasında olduğundan anneme gitmeyi uygun bulduk. Hemde Forum İstanbul anneme çok yakın ordan da bizim kıpırdak'a bişeyler bakarım diye... Ayaklarımıza kara sular inene kadar bütün mağazaları gezdik, bazı kıyafetler halamız sponsorluğunda ve yenidoğan seti ve diğer araç-gereçler sponsorumuz da anneannemiz oldu böylelikle :))  Neler lazım olur bebeğe diye girdiğimiz ilk mağaza olan MotherCare'de Şeyma isimli kız bize çok yardımcı oldu birde sağolsun, mağazaya giderseniz Şeyma'yı bulun :) Aslında böyle upuzuuunn bir liste yapmaya gerek yok, öyle listelerle geliyorlarmış ki ve o kadar kaprisli hamileler varmış ki... Bir grup anne adayı; kayınvalide, baba, elti, gelin, görümce, bilimum kalabalık.. elinde bir liste, kenara oturup şunu şunu şunu istiyorum diye tüm malzemeleri sıralayıp, alınmasını bekleyip, çekip gidiyormuş, ayrıca bizimle bırakın muhabbet etmeyi bir dövmedikleri kalıyor diyor mağazadaki Şeyma, ben ne kadar kaprissiz, sevimli bir anne adayıymışım bunu da söylemeden geçmiyor :)

Bende normal sayılarda, normal fiyatlarda ve gercekten gerekli olacak şeyleri almak için listemi oluşturmaya başladım. İnternetteki bloglarda ya da forumlar çok kafa karıştırıyor ama genelde kullanılan markalar, gerçek ihtiyaçlar ve mağaza fiyatları hep aynı. Bir de bebeklerin çok çabuk büyüdüğünü göz önünde bulundurduğumuzda çok aldığımız eşyalar elimizde kalabilir.

Sevgili Başrol oyuncumuz esas oğlandan bahsetmemek olmaz. Minik nokta artık bir muz boyunda ama bacakları kıvrık olduğu için o kadar uzun durmuyor. 20. haftanın heyecan verici gelişmesi ise; babycenter.com'a göre; bebekimin dişleri çıkmaya başlamış. Bunlar diş etlerinin altında olduğu için bebeğin doğumundan 6-8 ay sonrasına kadar görünmezlermiş.  Ve yine bu hafta kendisinin ahtapotta olabildiği hissiyatını yaşadım içimde. Bir ordan bir burdan vura vura bir hal oldu evlatçım, hatta bütün mağazaları gezdiğimiz akşam evde hareketsiz dinlenirken :) bu çocuk alışveriş hakkında ne düşünecek acaba büyüdüğünde, merak etmiyorum değil... Karnım yamuk yumuk oldu vura vura, elimi nereye koysam ordan bir tekme, yumruk, dirsek darbeleri... Şimdi minik minik tatlı vuruşlar bunlar ama ilerde ne gibi yumruklarla karşılaşacağım merakla beklemekteyim efenim (: Yepyeni ve sürekli büyümekte olan karnımda aşağıda,bakınız.


Haftanın en güzel haberi : İzmir'de yaşayan en yakın arkadaşımlarından, akrabam ve aretim'in ;) uzun zamandır beklenen hamilelik haberini nihayet aldık. Kendisi an itibariyle 6 haftalık hamileee... İnanılmaz sevindim, çok mutlu oldum gerçekten. Azıcık uzakta olması hiç bişey değiştirmiyor, telefonla  desteklerim her zaman devam ediyor, edicek... Benden kurtulamaz :) Canım arkadaşım Çiğdemime burdan ağrısız, sızısız, kusmuksuz, sıkıntısız, harika, süper bir hamilelik diliyorum, gerçi biraz mide bulantıları olsun ilerde anlatacak gebelik hikayelerin olsun yahu :)) Ayrıca bir blog açmasını da tavsiye ediyorum, duyurulur...

Yine çok uzun yazdım (: Bizi takipte kalın, hoşçakalın....

Sevgilerimizle...
KıpırdakLa & Gizmo

2 yorum:

  1. göğüs pompası şu işe yarıyor
    - ilk haftalarda bebe cok kuvvetli ememiyor. sarılık tehlikesi de yaşadıgından bol bol emip kaka yaparak karaciğer fonksiyonlarının yerine gelmesi gerek. işte bebek iyi ememezken mama vermek yerine, pompayla cekip kendi sutunu veriyorusn
    - sut uretimi arz talep dengesine bağlı. bebek ne kadar emerse o kadar sut uretirsin. daha fazla değil. bebeğin emmekten yoruldugu zamanlarda her emzirmeden sonra 10 dk daha memeleri uyarırsan (sut çıkması şart değil) memene bir dahaki sefere daha cok sut iner
    - 4.ay gibi bebekler artık dış dunyaya ilgi gosterip memeyle oyalanmaz. çogu anne bebeğinin bu ayda memeyi bıraktıgını sanır ve mamaya başlar. bu aylarda tek memeyle doyar bebekler ama az emdiği için hem kilo alımı dusuk olur hem sut azalır. bu ayaşrda gene memedeki sutu pompayla cekip sut uretimini uyarmak gerekebilir
    - 6.aydan sonra da ek gıdalara eklemek için sut sağabilirsin
    -bir biberon sağılmış sutu babaya bırakıp "hadi ben yattım çaaav" diyebilrisin :)

    bunların hepsi tabi ki olasılıklar. hiç pompaya ihtiyac duymayan anne cok ama ben ilk bebeğimde cok kullandım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim öncelikle ;) güzel açıklama olmuş. Bende diğer yeni annelerden de öğrendiğim kadarıyla almak farz oldu diyebilirim. Çünkü lazım bişey olduğu belli ;)

      Sil